English - Turkish
Definition of the supporting surface or platform of a structure such as a bridge in English Turkish dictionary
- floor
- {f} taş/tahta döşemek
- floor
- taş döşemek
- floor
- yıkmak
- floor
- şoke etmek
- floor
- vurup yere yıkmak
- floor
- {f} zeminleştir
- floor
- zemin
Zemindeki tozu bir elektrik süpürgesi ile emdi.
-I sucked up the dust on the floor with a vacuum cleaner.
Zemini ve mobilyayı parlattım.
-I polished up the floor and furniture.
- floor
- şaşırtmak
- floor
- (bina) kat
- floor
- devirmek
- floor
- {f} k.dili. şaşırtmak, küçük dilini
- floor
- {i} düzlük
- floor
- {f} yenmek
- floor
- {f} tam gaz vermek
- floor
- (Tıp) Herhangi bir boşluğun tabanını oluşturan kısım, zemin, döşeme, taban
- floor
- taban ücret
- floor
- (fiil) döşemek, yere yıkmak, yenmek, şaşırtmak, afallatmak, tam gaz vermek, köklemek
- floor
- asgari ücret veya fiyat
- floor
- (isim) zemin, taban, döşeme, pist, düzlük, kat
Related Terms
English - English
Definition of the supporting surface or platform of a structure such as a bridge in English English dictionary
- floor
Wooden planks of the old bridge's floor were nearly rotten.
the supporting surface or platform of a structure such as a bridge
Hyphenation
the sup·port·ing sur·face or plat·form of a struc·ture such as a bridgeTurkish pronunciation
dhi sıpôrtîng sırfıs ır plätfôrm ıv ı strʌkçır sʌç äz ı brîcPronunciation
/ᴛʜē səˈpôrtəɴɢ ˈsərfəs ər ˈplatˌfôrm əv ə ˈstrəkʧər ˈsəʧ ˈaz ə ˈbrəʤ/ /ðiː səˈpɔːrtɪŋ ˈsɜrfəs ɜr ˈplætˌfɔːrm əv ə ˈstrʌkʧɜr ˈsʌʧ ˈæz ə ˈbrɪʤ/
Resimler
Favorites