Gidişini hiçbir şey durdurmaz.
- Nothing will stop his going.
Onunla Hawai'ye gidişimizi hiç unutmayacağım.
- I'll never forget going to Hawaii with her.
Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.
- Before going to work in Paris, I have to brush up on my French.
Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.
- Before going to study in Paris, I have to brush up on my French.
Yurtdışına giden öğrencilerin sayısı artmaktadır.
- The number of students going abroad is on the increase.
Okula giden öğrenciler var.
- There are students going to school.
Böyle gidişatı onaylamıyorum.
- I don't approve of such goings-on.
The going was very difficult over the ice.