Bazen çok sayıda sorun ve stres, işi bırakmanıza yol açabilir. Çabucak onunla nasıl başa çıkacağınızı öğrenmeniz gerekir.
- Sometimes, many problems and a lot of stress can lead you to quit your job. You must learn how to handle it quickly.
Tom çok stresli bir işi var.
- Tom has a very stressful job.
Tom Mary'ye John'un gerçekten gerilim altında olduğunu söyledi.
- Tom told Mary that he thought John was really stressed out.
O, gerilimle başa çıkamıyor.
- She is unable to cope with stress.
Sonuçların aynı olmadığını vurgulamak önemlidir.
- It is important to stress that the consequences are not the same.
Bu konuyu vurgulamak istiyorum.
- I want to stress this point.
Yoshida, baskı yapma.
- Yoshida, don't stress.
Yerçekimi insan vücuduna baskı yapıyor.
- Gravity stresses the human body.
Tom stresle baş etmekte zorlandığını söylüyor.
- Tom says he's having trouble coping with the stress.
Tom'un stresli işi sağlığı üzerinde zararlı bir etkiye sahiptir.
- Tom's stressful job is having a detrimental effect on his health.
Stresin sağlığınız üzerinde çok büyük olumsuz etkisi olabilir.
- Stress can have an enormous negative impact on your health.
Sonuçların aynı olmadığını vurgulamak önemlidir.
- It is important to stress that the consequences are not the same.
Tom önemli stress altında.
- Tom is under considerable stress.
Bu konuyu vurgulamak istiyorum.
- I want to stress this point.
Sonuçların aynı olmadığını vurgulamak önemlidir.
- It is important to stress that the consequences are not the same.
Ben konuyu vurguladım.
- I stressed the point.
Bu konuyu vurgulamak istiyorum.
- I want to stress this point.
I must stress that this information is given in strict confidence.
Go easy on him, he's been under a lot of stress lately.
“Emphasis” is stressed on the first syllable, but “emphatic” is stressed on the second.
... And how can we make sure to reduce any stress responses in ...
... It's so that when you're in stress response and your life ...