the state of disagreeing; a being at variance; dissimilitude; diversity

listen to the pronunciation of the state of disagreeing; a being at variance; dissimilitude; diversity
English - Turkish

Definition of the state of disagreeing; a being at variance; dissimilitude; diversity in English Turkish dictionary

disagreement
{i} anlaşmazlık

Tom ve ben bir anlaşmazlık yaşadık. - Tom and I had a disagreement.

İkisinin arasında oldukça güçlü bir anlaşmazlık olduğu açıktır. - It's clear that there's a rather strong disagreement between the two.

disagreement
uzlaşmazlık
disagreement
uyuşmazlık
disagreement
{i} bozuşma
disagreement
münazaa
disagreement
{i} çatışma
disagreement
mübayenet
disagreement
{i} çekişme
disagreement
{i} ayrılık
disagreement
{i} ihtilaf

Bir ihtilaf yaşıyor gibi görünüyorlar. - They seem to be having a disagreement.

disagreement
{i} tartışma
English - English
disagreement