the state of being engaged, pledged or occupied; specif

listen to the pronunciation of the state of being engaged, pledged or occupied; specif
English - Turkish

Definition of the state of being engaged, pledged or occupied; specif in English Turkish dictionary

engagement
{i} sözleşme

Tom'un bir önceki sözleşmesi vardı. - Tom had a previous engagement.

Bir önceki sözleşmem var. - I have a previous engagement.

engagement
{i} nişanlanma
engagement
{i} sorumluluk
engagement
(Mukavele) sorumluluk; bağlılık, angajman; söz, taahhüt
engagement
savaş/söz/randevu/nişan
engagement
{i} belirli bir süre için ücretli iş
engagement
bağlılık
engagement
nişanlılık
engagement
ANGAJMAN, çATışMA: Bir hava savunmasında, önleyici bir uçağın silahları veya havadan havaya füzeleri ile yaptığı hücum veya bir savunma topçusunun hava savunma füzesi fırlatımını takiben füzenin durdurma görevi için katettiği yol
engagement
Fetus basının pelvis boşluğunda, fişation'u takiben aşaı inerek öncü kısım (klavuz nokta)'ın spina ischiadica'lar arası hatta varisi veya bu hattın altına inişi (Fetus başı angaje olduğu zaman en geniş transvers kutru (biparyetal kütür) pelvis giriminden geçmiş bulunur)
engagement
{i} birbirine geçme
engagement
{i} söz; vaat, taahhüt
engagement
vaat
engagement
engagement ring nişan yüzüğü
engagement
(Askeri) Çatışma
engagement
meşguliyet
engagement
{i} çarpışma
engagement
rehin
English - English
engagement
state of being
Regarding a person's physical condition
state of being
As opposed to mental condition (state of mind), the overall physical condition of a person
the state of being engaged, pledged or occupied; specif
Favorites