the state of being despised; disgrace; shame

listen to the pronunciation of the state of being despised; disgrace; shame
English - Turkish

Definition of the state of being despised; disgrace; shame in English Turkish dictionary

contempt
{i} aşağılama

Böylesine bir davranış için aşağılamaktan başka hiçbir şey hissetmiyorum. - I feel nothing but contempt for such behavior.

contempt
{i} nefret
contempt
teessüf
contempt
küçümsemek
contempt
itaatsizlik
contempt
saygısızlık
contempt
aşağısama
contempt
küçümseme

En iyi intikam ilgisizlik, küçümsemedir. - The best revenge is indifference, contempt.

Tom küçümsemenin altında. - Tom is below contempt.

contempt
{i} mahkemeye itaatsizlik
contempt
{i} küçük görme, hor görme
contempt
{i} ayıp
contempt
{i} iğrenme
contempt
{i} hor görme
contempt
(isim) aşağılama, küçümseme, hor görme, ayıp, hakaret, yüz karası, nefret, iğrenme; mahkemeye itaatsizlik
contempt
Fazla samimiyet hür
contempt
bilerek kurallara karşı gelme
contempt
{i} yüz karası
contempt
hürmetsizlik
contempt
contempt of court mahkemeye itaatsizlik
English - English
contempt
state of being
Regarding a person's physical condition
state of being
As opposed to mental condition (state of mind), the overall physical condition of a person
the state of being despised; disgrace; shame
Favorites