Tom bu sabah geç bir başlangıç yaptı.
- Tom got a late start this morning.
Tom yeni bir başlangıç yapabilmeyi diliyor.
- Tom wishes he could make a fresh start.
Tom kaseyi mikrodalgaya koydu ve pişirmeyi başlatmak için düğmeye bastı.
- Tom put the bowl into the microwave and pushed the button to start it cooking.
Yakında sınıfı başlatmak için çalışacağız.
- We'll attempt to start the class soon.
Maziye sünger çekip yeniden başlamak için işimi bıraktım ve taşındım.
- I quit my job and moved so I could start off with a clean slate.
Derhal başlamak zorunda kalacaksın.
- You'll have to start at once.
Çay ve kahve, güne başlamaya yardımcı olur.
- Tea and coffee helps to start the day.
Maziye sünger çekip yeniden başlamak için işimi bıraktım ve taşındım.
- I quit my job and moved so I could start off with a clean slate.
Ne zaman yola çıkmak için hazırlanmaya başlayacaksın?
- When will you start getting ready to leave?
Fransızca öğrenmeye başlamak istiyorum. Çalışmak için bana biraz malzeme tavsiye edebilir misin?
- I want to start learning French. Can you recommend me any materials to study with?
Üniversiteyi bitirdiğimde, derhal çalışmaya başladım.
- On finishing university, I started working right away.
Tom otuzuna kadar Fransızca çalışmaya başlamadı.
- Tom didn't start to study French until he was thirty.
Onlar kalkış sinyalini bekliyorlardı.
- They were waiting for the signal to start.
Başından başla ve bana olan her şeyi anlat.
- Start at the beginning and tell me everything that happened.
Benim başından beri büyük bir şehirde yaşamaya hiç niyetim yoktu.
- I had no intention of living in a large city from the start.
Haydi partiyi başlatalım.
- Let's get the party started.
Haydi partiyi başlatalım.
- Let's start the party.
Otobüs hareket etmek üzere idi.
- The bus was about to start.
Biz altıda orada olacaksak, şimdi hareket etmek zorundayız.
- If we are to be there at six, we will have to start now.
Eve ilk varan akşam yemeğini pişirmeye başlar.
- Whoever gets home first starts cooking the supper.
İlk dönem nisanda başlar.
- The first term starts in April.
2008'de işe başladığımızda, çalıştırmak istediğimiz insanların bir listesini yazdık sonra dışarıya çıktık ve onları işe aldık.
- When we started out in 2008, we wrote down a list of people that we wanted to hire, then went out and hired them.
Arabamı çalıştırmak için atlamam gerekiyor.
- I need to jump start my car.
Tom yatağın üstünde yukarı aşağı sıçramaya başladı.
- Tom started bouncing up and down on the bed.
Çocuklar kanapenin üstünde yukarı aşağı sıçramaya başladı.
- The children started bouncing up and down on the couch.
Bir avans almak istiyorum.
- I'd like to get a head start.
Tom beni daha avantajlı başlattı.
- Tom gave me a head start.
Onunla bir aile kurmak istedim.
- She wanted to start a family with him.
Tom yerleşmek ve bir aile kurmak için hazır.
- Tom is ready to settle down and start a family.
Tom kesinlikle bir döğüşü başlatmak istiyor gibi görünüyor.
- Tom certainly looks like he wants to start a fight.
Kavgayı Tom başlatmadı.
- Tom didn't start the brawl.
Geçen yıl bu şirket için çalışmaya başladım.
- I started working for this company last year.
Tom motoru çalıştırdı.
- Tom started the engine.
Ne zaman yola çıkmak için hazırlanmaya başlayacaksın?
- When will you start getting ready to leave?
Seni ürkütmek istemedim.
- I didn't mean to startle you.
Biz altıda orada olacaksak, şimdi hareket etmek zorundayız.
- If we are to be there at six, we will have to start now.
Yarın sabah Osaka'ya hareket ediyoruz.
- We start for Osaka tomorrow morning.
we could, with the greatest ease as well as clearness, see all objects (ourselves unseen) only by applying our eyes close to the crevice, where the moulding of a panel had warped or started a little on the other side.
The movie was entertaining from start to finish.
I started from my sleep with horror.
Jones has been a substitute before, but made his first start for the team last Sunday.
The rain started at 9:00.
... HERE WE GO, LET'S START THE PARTY ...
... So I'm going to start a race here and I'm going to join it ...