the source of a river; the end where water flows into a lake

listen to the pronunciation of the source of a river; the end where water flows into a lake
English - Turkish

Definition of the source of a river; the end where water flows into a lake in English Turkish dictionary

head
{i} baş

O, baş ağrısından acı çekiyor. - He is suffering from a headache.

Soğuk Moskova kışlarında kendi başına şapka takmak en iyisidir. - It's best to wear a cap on your head during the cold Moscow winters.

head
{i} konu başlığı
head
menba
head
başlık

Tom sadece başlıklara baktı. - Tom only glanced at the headlines.

Başlıkların okuyucunun ilgisini çekmesi gerekiyor. - Headlines are supposed to grab the reader's interest.

head
başkanlığını yapmak
head
buhar basıncı
head
{f} başı çek
head
genel başkan
head
{f} (bir şeyin) başkanlığını yapmak/başkanı olmak: Who heads this outfit? Buranın başkanı kim?
head
{f} olgunlaşmak
head
{f} -in
head
{i} pınar başı
head
{s} baştaki
head
bir

Ikeda birkaç aptalca hata yaptı ve bu yüzden ona bölüm başkanı tarafından ağzının payı verildi. - Ikeda made several silly mistakes, and so he was told off by the department head.

Onların hepsinin, kolları, bacakları, ve kafaları var,onlar yürürler ve konuşurlar, ama şimdi onlara farklı yapmak isteyen bir şey var. - They all have arms, legs, and heads, they walk and talk, but now there's SOMETHING that wants to make them different.

head
{s} baş ile ilgili
head
{f} başında olmak
head
{i} şef, baş, başkan: the head of the math department matematik bölümü başkanı
head
{f} başı çekmek
head
{i} köpük
head
kafa,v.başı çek: n.baş
English - English
head
the source of a river; the end where water flows into a lake
Favorites