Definition of the smallest in English Turkish dictionary
- least
- {s} asgari
- least
- en az
Dişlerini günde en az iki kez fırçala.
-Brush your teeth twice a day at least.
Bu kalem bana en az yüz dolara mâl oldu.
-This pencil cost me at least a hundred bucks.
- least
- {i} en az derece
- least
- en küçük sayı
- least
- en önemsiz kimse
- least
- {s} en ufak
En ufak mutluluk bile bana çok görülüyor.
-I am grudged even the least bit of happiness.
- smallest
- çok küçük
Moncalvo çok küçük bir İtalyan şehridir.
-Moncalvo is the smallest Italian city.
- least
- adl.en küçük sayı
- least
- be.en az
- least
- (zarf) en az derece
- least
- {i} en az miktar
- least
- least common denomi nator en küçük ortak payda
- least
- en az derecede
- least
- least common multiple en küç
- least
- {i} en önemsiz kimse/şey
- least
- en cüzi
- least
- en önemsiz kimse veya şey
- least
- ortalama seviye
- least
- {s} en ufak, en küçük, en az, asgari. z. en az derecede
- least
- {s} en küçük
O en küçük ortak paydaya itiraz etmeye çalışıyor.
-He's trying to appeal to the least common denominator.
Onun kitapla ilgili en küçük bir fikri yoktu.
-He didn't have the least idea of the book.
- smallest
- en küçük
O, şu ana kadar karşılaştığım bir adamın en küçük fikirlerine birçok kelimeyi sıkıştırabilir.
-He can compress the most words into the smallest ideas of any man I ever met.
Avustralya dünyadaki en küçük kıtadır.
-Australia is the smallest continent in the world.
Related Terms
Definition of the smallest in English English dictionary
- least
- smallest
- {a} least
- smallest
- superlative of small
- smallest
- {s} being distinguished by diminutive size; very small in magnitude
- smallest
- having or being distinguished by diminutive size; "the least bittern"
- smallest
- minimal in magnitude; "lowest wages"; "the least amount of fat allowed"; "the smallest amount"