Bunu kaldırmama yardım eder misin?
- Can you help me lift this?
Bu masa Patty'nin kaldırması için çok ağırdı.
- This desk was too heavy for Patty to lift.
Yüce Allah sonradan kaldıramayacağı bir taş yaratabildi mi?
- Could an almighty god create a stone that he would not be able to subsequently lift?
Çok fazla ağırlık kaldırırken kolunu incitti.
- He hurt his arm lifting so much weight.
Paketi kaldırmama yardım et.
- Help me lift the package.
Tom yardım etmek için bir parmağını kaldırmadı.
- Tom didn't lift a finger to help.