Geceleyin denizde değiller miydi?
- Aren’t they on the sea during the night?
Ben bir çocukken çoğu zaman denizde yüzmeye gittim.
- When I was a child, I often went swimming in the sea.
Dalgalar tarafından kıyıdan denize doğru sürüklendi.
- He was carried by the waves away from the shore and out to sea.
Denizin dalgaları bana onu şiirini dinletti.
- The sea's waves have made me hear her poem.
Tüm dünya bir sahnedir, insanlar da yalnızca birer oyuncu. Sahneye girer, çıkarlar ve zamanları boyunca yedi dönemden oluşan birçok oyun sergilerler.
- All the world is a stage, and all the men and women merely players. They have their exits and their entrances, and one man in his time plays many parts, his acts being seven ages.
İyimserlik yalnızca bir bilgi eksikliğidir.
- Optimism is merely a lack of information.
Bir köpeğin sadece bakışı onu korkuttu.
- The mere sight of a dog made her afraid.
Ben gerçek bir balık değilim, ben sadece tamamen bir peluşum.
- I'm not a real fish, I'm just a mere plushy.
A sea of faces stared back at the singer.
... The rusted iron collects on the sea floor. ...
... to rising sea level, to coastal storms, cities concentrate people so they’re vulnerable ...