the result or outcome of a cause

listen to the pronunciation of the result or outcome of a cause
English - Turkish

Definition of the result or outcome of a cause in English Turkish dictionary

effect
etki

Bazı öğretmenler, öğrencilerinin üzerinde büyük bir etkiye sahiptirler. - Some teachers have a great effect on their students.

Onun konuşması Hükümetin politikalarıyla ilgili etkili bir özürdü. - His speech was an effective apology for the Government's policies.

effect
tesirsiz
effect
(Ticaret) poliçe çıkarmak
effect
sonuç

Eğer bunu yaparsan,bu sadece aksi sonuçlar doğuracak. - If you do that, it will only bring about a contrary effect.

Sadece neden ve sonuçtur. - It's simply cause and effect.

effect
başarmak
effect
{i} uygulama

Antiseptiklerin etkin uygulaması hastane enfeksiyonlarının önlenmesinde önemli bir konudur. - The effective application of antiseptics is an important matter in the prevention of hospital infections.

effect
gerçekten

O gerçekten etkiliydi. - That was really effective.

effect
{i} izlenim
effect
{i} verim
effect
{f} gerçekleştirmek
effect
{i} gerçeklik
effect
{i} reaksiyon
effect
(fiil) gerçekleştirmek, meydana getirmek, etkisi olmak, sonuca vardırmak, ulaşmak, etki etmek
effect
{f} ulaşmak
effect
tatbik mevkii
effect
cause and effect sebep ve sonuç
effect
işlem
effect
for effect gösteriş için
effect
{i} yürürlük

Yasa hâlâ yürürlüktedir. - The law is still in effect.

Vize yasağı yürürlükte olduğu sürece Boston'a gidemem. - I cannot travel to Boston as long as the visa ban is in effect.

English - English
effect

The effect of the hurricane was a devastated landscape.

the result or outcome of a cause

    Hyphenation

    the re·sult or out·come of a cause

    Turkish pronunciation

    dhi rizʌlt ır autkʌm ıv ı kôz

    Pronunciation

    /ᴛʜē rēˈzəlt ər ˈoutˌkəm əv ə ˈkôz/ /ðiː riːˈzʌlt ɜr ˈaʊtˌkʌm əv ə ˈkɔːz/
Favorites