Tom bir sipariş için dükkâna gönderildi.
- Tom was sent on an errand to the store.
Şimdi ayak işlerinden kim sorumlu?
- Who is in charge of errands now?
Bütün öğleden sonrayı ayak işleri yaparak geçirdim.
- I spent all afternoon running errands.
Çocuk sık sık getir götür işleri yapar.
- The boy often runs errands.
O bir iş için dışarı gitti.
- She is out on an errand.
Yapacak birkaç ayak işim var.
- I've got a couple errands to run.
Birkaç ayak işi yapacağım.
- I'm going to run a few errands.
Getir götür işi için haftada dört gün çalışmak harikadır.
- Working four days a week is great for errands.