the punishment given to an individual convicted of a crime

listen to the pronunciation of the punishment given to an individual convicted of a crime
English - Turkish

Definition of the punishment given to an individual convicted of a crime in English Turkish dictionary

sentence
{i} cümle

Ben bir cümle değilim.Tatoeba'dan silinmiş olmam gerekir. - I'm not a sentence. I should be deleted from Tatoeba.

Bir yorum eklediniz, çeviri değil. Çeviri eklemek için, cümle üzerindeki «あ→а» simgesine tıklatın. - You have added a comment, not a translation. To add a translation, click on the «あ→а» icon above the sentence.

sentence
{i} hüküm

Yargı ve hüküm farklı şeylerdir. - A verdict and a sentence are different things.

Sami cinayetten hüküm giydi ve ölüm cezasına çarptırıldı. - Sami was convicted of murder and sentenced to death.

sentence
{i} mahkeme kararı

Bu haksız bir mahkeme kararıydı. - It was an unjust sentence.

Malcom birçok mahkeme kararında onun adını görmekten usandığı için Tom'u öldürdü. - Malcom killed Tom because he was tired of seeing his name in lots of sentences.

sentence
{f} hüküm vermek
sentence
mahkum et

Hakim Tom'u üç yıl hapse mahkûm etti. - The judge sentenced Tom to three years in prison.

Hakim Tom'u altı ay hapse mahkum etti. - The judge sentenced Tom to six months in jail.

sentence
(Havacılık) cezalandırmak
sentence
mahkümiyet
sentence
yargı

Yargı ve hüküm farklı şeylerdir. - A verdict and a sentence are different things.

sentence
tümce

Bu tümcede bir yazım hatası var. - This sentence has a typo.

sentence
{i} söz

Haydi bu konuda yeni sözcük haznesiyle cümleler bulun, yandaki _____ listesine onları ekleyin; ve çevirin. - Let's find sentences with new vocabulary on this topic, add them to the following list: _____; and translate them.

Ama bütün resim bu değil. Tatoeba sadece açık, işbirlikçi, çok dilli cümleler sözlüğü değildir. O, yapmak istediğimiz bir ekosistemin parçasıdır. - But that's not the whole picture. Tatoeba is not just an open, collaborative, multilingual dictionary of sentences. It's part of an ecosystem that we want to build.

sentence
(isim) cümle, tümce, söz, karar, özdeyiş, vecize, mahkeme kararı, hüküm, yargı
sentence
complex sentence girişik cümle
sentence
(Askeri) HÜKÜM: Bir askeri şahıs hakkında askeri mahkeme tarafından verilen karar
sentence
hüküm/cümle
sentence
tümce,v.hüküm ver: n.tümce
sentence
simple sentence yalın cümle
sentence
{f} mahkum etmek
sentence
{i} özdeyiş
sentence
compound sentence bileşik cümle
English - English
sentence
the punishment given to an individual convicted of a crime

    Hyphenation

    the pun·ish·ment giv·en to an in·di·vi·du·al convicted of a crime

    Turkish pronunciation

    dhi pʌnîşmınt gîvın tı ın îndıvîcıwıl kınvîktıd ıv ı kraym

    Pronunciation

    /ᴛʜē ˈpənəsʜmənt ˈgəvən tə ən ˌəndəˈvəʤəwəl kənˈvəktəd əv ə ˈkrīm/ /ðiː ˈpʌnɪʃmənt ˈɡɪvən tə ən ˌɪndəˈvɪʤəwəl kənˈvɪktəd əv ə ˈkraɪm/
Favorites