English - Turkish
Definition of the protection, physical and legal, afforded by such a place in English Turkish dictionary
- asylum
- {i} iltica
İltica talebinde bulundum.
-I've requested asylum.
- asylum
- {i} barınak
Onlar körler için barınak inşa ettiler.
-They built an asylum for the blind.
- asylum
- {i} sığınak
- asylum
- {i} himaye
- asylum
- sığınacak yer
- asylum
- sığınmak
- asylum
- politik sığınma
- asylum
- mülteci
Elçilik, yabancı mültecilere siyasi sığınmayı reddetti.
-The embassy denied political asylum to foreign refugees.
- asylum
- muhafaza
- asylum
- düşkünler give asylum to barındırmak
- asylum
- orphan asylum yetimhane
- asylum
- {i} sığınma
Siyasi sığınma istiyorum.
-I want political asylum.
Onlar siyasi sığınma aldıktan sonra vatandaş oldu.
-They became citizens after receiving political asylum.
- asylum
- {i} sığınma yeri, sığınak, melce
- asylum
- (isim) sığınak, barınak, himaye, koruma; akıl hastanesi; iltica, sığınma
- asylum
- şifa yurdu
- asylum
- {i} tımarhane, akıl hastanesi
- asylum
- insane asylum akıl hastanesi
- asylum
- oksüzler yurdu polit
- asylum
- {i} koruma
Related Terms
English - English
Definition of the protection, physical and legal, afforded by such a place in English English dictionary
- asylum
the protection, physical and legal, afforded by such a place
Hyphenation
the protection, phys·i·cal and legal, afforded by such a placePronunciation
Resimler
Favorites