O nasıl mümkün olabilir?
- How is that possible?
Bu nasıl mümkün olabilir?
- How is this possible?
Hepimiz mümkün olduğu kadar uzun yaşamak istiyoruz.
- All of us want to live as long as possible.
Onun yalan söylüyor olması mümkündür.
- It is possible that he is telling a lie.
Almanya olası bir açlıkla yüz yüze kaldı.
- Germany faced possible starvation.
Olası yan etkiler arasında bulanık görme ve nefes darlığı bulunmaktadır.
- Possible side effects include blurred vision and shortness of breath.
Biraz yardım almadan bunu başarmanın olanaklı olduğunu sanmıyorum.
- I don't think it's possible to do this without some help.
Böyle yüksek bir hızda yolculuk etmek olanaklı mı?
- Is it possible to travel at such a high speed?
Jack'ın dışında muhtemelen hepimiz kötü yüzücüyüz.
- We are all poor swimmers with the possible exception of Jack.
Bugün Tom'un, toplantıya katılmayacağı muhtemeldir.
- It's possible Tom won't attend the meeting today.
Bu mümkün ama son derece düşük ihtimal.
- That's possible but highly unlikely.
Bunun tek bir makul açıklaması var.
- There's only one possible explanation.
Diğer makul açıklamanın olmadığını anlıyorum.
- I see no other possible explanation.
algılama olmadan yaratmak imkansızdır.
- It is not possible to conceive without perceiving.
Tom imkansızı mümkün hale getirmeye çalışıyor.
- Tom's trying to make the impossible possible.
Jones and Smith are both possible for the opening in sales.
It's not just possible, it's probable.
Jones is a possible for the new opening in sales.
... change unlike any that we have seen before. No one can know all that will be possible, ...
... Most of science fiction is in fact well within the laws of physics, but possible within maybe ...