Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

the position of the body or way of carrying oneself

listen to the pronunciation of the position of the body or way of carrying oneself
English - Turkish

Definition of the position of the body or way of carrying oneself in English Turkish dictionary

attitude
{i} konum
attitude
(Askeri) DURUM: Herhangi bir cismin ekseninin, temel alınan bir noktaya göre oluşturduğu eğimle belirlenen durumu. Aksi belirtilmedikçe bu temel alınan nokta yerküre üzerindedir
attitude
{i} tavır

Bu aptalca tavırlarıyla Maria kendi kibrini kanıtlamaktan daha fazlasını yapmaz. - With these stupid attitudes, Maria doesn't do more than proving her own arrogance.

Bana karşı saldırgan bir tavır takındı. - He assumed an aggressive attitude toward me.

attitude
(Tıp) Uterus'da çocuğun durum (vaziyeti)
attitude
duruş
attitude
düşünce
attitude
tutum

Tom Mary'nin tutumunu sevmiyor. - Tom doesn't like Mary's attitude.

Onun düşmanca bir tutumu vardı. - She had an unfriendly attitude.

attitude
davranış

Onun o davranışına dayanamam. - I can't stand that attitude of his.

Kültür bir bireyin karakterinin, davranışının ve hayata bakış açısının şekillenmesinde dinamik bir rol oynar. - Culture plays a dynamic role in shaping an individual's character, attitude, and outlook on life.

attitude
yargı
attitude
fikir
attitude
dünya ve ufka göre meyil
attitude
vaziyet almak
attitude
{i} durum
attitude
duruş/tavır/görüş
attitude
(Mukavele) tutum, davranuş, tavır; vaziyet alış
attitude
(isim) tutum, tavır, davranış, poz, durum, konum, fikir, düşünce, duruş
attitude
vaziyete attitudinize tavır takınmak
English - English
attitude
the position of the body or way of carrying oneself

    Hyphenation

    the po·si·tion of the bo·dy or way of car·ry·ing one·self

    Turkish pronunciation

    dhi pızîşın ıv dhi bädi ır wey ıv käriîng wʌnself

    Pronunciation

    /ᴛʜē pəˈzəsʜən əv ᴛʜē ˈbädē ər ˈwā əv ˈkarēəɴɢ ˌwənˈself/ /ðiː pəˈzɪʃən əv ðiː ˈbɑːdiː ɜr ˈweɪ əv ˈkæriːɪŋ ˌwʌnˈsɛlf/
Favorites