the populace; the common people; the majority of people, or of a community

listen to the pronunciation of the populace; the common people; the majority of people, or of a community
English - Turkish

Definition of the populace; the common people; the majority of people, or of a community in English Turkish dictionary

many
birçok

Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur. - In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.

John birçok şişe şarap içti. - John drank many bottles of wine.

many
çok

Konserde çok fazla kişi vardı. - There were too many people at the concert.

Çok enteresan yerler biliyorsun, değil mi? - You know many interesting places, don't you?

many
{i} bir çoğu

Takuboku'nun şiirlerini bir çoğunu ezbere öğrendim. - I learned many of Takuboku's poems by heart.

many
{s} bir yığın

Gemide bir yığın fare var. - There are many rats on the ship.

O bir yığın dil konuşmaz. - She does not speak many languages.

many
a good many birçok
many
{s} bir hayli

Bir hayli üyemiz var. - We have many members.

Bu konuda bir hayli kitap var. - There are many books on this subject.

many
çoğu zaman

Bu kabilenin atasal ayinlerinin çoğu zamanla kaybedilmiştir. - Many of the ancestral rites of this tribe have been lost over time.

many
a great many pek çok
many
many a time çok kere
many
rengarenk
many
kanşık
many
sürüsüne bereket
many
{i} birçoğu

Onların birçoğu acıydı. - Many of them were bitter.

Birçoğumuz yorgunduk. - Many of us were tired.

many
kaç

Kaç tane çocuğun var? - How many kids do you have?

O otobüs günde kaç kez çalışır? - How many times a day does that bus run?

many
çoğu

Onunla karşılaşmadan önce, Pizzaro adamlarının ve silahlarının çoğunu kasaba yakınında sakladı. - Before meeting him, Pizzaro hid many of his men and guns near the town.

Çok sayıda misafir vardı-onlardan çoğu bizim öğretmenin sınıf arkadaşları ve arkadaşlarıydı. - There were many guests - most of them were our teacher's classmates and friends.

many
adl

Tom adlı kaç kişiyi tanıyorsun? - How many people do you know named Tom?

Tom adlı kaç tane çocuk, sizin sınıfınızdadır? - How many kids named Tom are in your class?

English - English
many
the populace; the common people; the majority of people, or of a community

    Hyphenation

    the populace; the com·mon people; the ma·jo·ri·ty of people, or of a com·mu·ni·ty

    Pronunciation

Favorites