Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

the pleading of a defendant in response to a plaintiff's complaint

listen to the pronunciation of the pleading of a defendant in response to a plaintiff's complaint
English - Turkish

Definition of the pleading of a defendant in response to a plaintiff's complaint in English Turkish dictionary

answer
{f} yanıtlamak

O benim soruları yanıtlamaktan kaçındı. - She avoided answering my questions.

Bu soruyu yanıtlamak zordur. - This question is difficult to answer.

answer
cevap vermek

Tom soruya cevap vermek istemedi. - Tom didn't want to answer the question.

Tom Mary'nin cevap vermek istemediği birkaç soru sordu. - Tom asked a few questions that Mary didn't want to answer.

answer
tatmin edici olmak

Onun cevabı tatmin edici olmaktan uzaktı. - His answer was far from satisfactory.

Cevabınız tatmin edici olmaktan uzaktır. - Your answer is far from satisfactory.

answer
yeterli olmak
answer
{f} yanıtla

Aşağıdaki soruları İngilizce olarak yanıtlayın. - Answer the following questions in English.

Tom Mary'ye cevap veremediği birkaç soru sordu, ama o onun sorularının çoğunu yanıtlayabildi. - Tom asked Mary a few questions that she couldn't answer, but she was able to answer most of his questions.

answer
{i} yanıt

Aşağıdaki soruları İngilizce olarak yanıtlayın. - Answer the following questions in English.

İngilizce yanıt vermek zorunda mıyım? - Do I have to answer in English?

answer
eşit olmak
answer
(isim) cevap, yanıt, çözüm; tepki; karşılık, misilleme; bakmak (kapi, telefon)
answer
{f} karşılık vermek
answer
{f} cevap vermek, cevaplamak, yanıtlamak; karşılık vermek
answer
{f} yerine getirmek
answer
{f} kefil olmak
answer
{f} bakmak (kapı)
answer
(fiil) cevap vermek, yanıtlamak, karşılık vermek, bakmak (kapı), karşılamak, yetmek, tanıma uymak, uymak, yerine getirmek, kefil olmak
answer
{i} telefon
answer
{i} karşılık

Ona karşılık vermeyecek kadar akıllıdır. - She knows better than to answer back to him.

Köpek John adına karşılık veriyor. - The dog answers to the name John.

answer
{f} yetmek
answer
{i} misilleme
answer
mukabele
answer
{i} bakmak kapi
English - English
answer
the pleading of a defendant in response to a plaintiff's complaint

    Hyphenation

    the plead·ing of a de·fend·ant in re·sponse to a plaintiff's com·plaint

    Turkish pronunciation

    dhi plidîng ıv ı dîfendınt în rispäns tı ı pleyntîfs kımpleynt

    Pronunciation

    /ᴛʜē ˈplēdəɴɢ əv ə dəˈfendənt ən rēˈspäns tə ə ˈplāntəfs kəmˈplānt/ /ðiː ˈpliːdɪŋ əv ə dɪˈfɛndənt ɪn riːˈspɑːns tə ə ˈpleɪntɪfs kəmˈpleɪnt/
Favorites