Başarımı iş yerimde saat bulundurmamam gerçeğine borçluyum.
- I owe my success to the fact that I've never had a clock in my workplace.
Robotlar iş yerinde harika, çünkü onların tuvalete ve yemek molalarına ihtiyacı yok, hastalanmazlar ya da işe bir içki mahmurluğu ile gelmezler.
- Robots are great in the workplace, because they don't need toilet or meal breaks, don't get sick or come to work with a hangover.
İşyerindeki kültürü nasıl tanımlardın?
- How would you describe the culture of your workplace?
Wienczysława, işyerindeki en güzel esmerdir.
- Wienczysława is the most beautiful brunette in the workplace.
Tom işini seven mutlu bir adam ve işyeri hakkında iyi hissediyor.
- Tom is a happy guy who likes his job and feels good about his workplace.
Sami ve Leyla'nın karşılaşmaları işyerleri ile sınırlıydı.
- Sami and Layla's encounters were limited to their workplace.