the place in which public money is kept; a treasury

listen to the pronunciation of the place in which public money is kept; a treasury
English - Turkish

Definition of the place in which public money is kept; a treasury in English Turkish dictionary

chest
{i} göğüs

Aniden göğüs ağrısı ile vuruldu. - He was suddenly struck with chest pain.

Tom göğüsünde keskin bir ağrı hissetti. - Tom felt a sharp pain in his chest.

chest
{i} sandık

Sana ait olan her şey o sandıkta mı? - Is everything that belongs to you in that chest?

İçinde çok değerli eşyaların bulunduğu bir sandık getirdi. - He brought a chest, in which there were very valuable goods.

chest
(Askeri) TO-BACK ACCELERATION: GÖĞÜSTEN ARKAYA İVME (HV.): İnsan vücudunda, göğüsten arkaya tesirini gösteren tacil kuvveti
chest
bir kurumda para alınıp verilen yer
chest
(Tıp) Göğüs, pektus, toraks
chest
chest register göğüsten çıkan pes sesler
chest
community chest genel yardım sandlğı
chest
hope chest ceyiz sandığı
chest
chest of drawers çekmeceli dolap
chest
{i} kasa
chest
bağır
chest
(Hayvan Bilim, Zooloji) döş
chest
göğüslemek
chest
{i} göğüs kafesi
chest
{i} kutu

Alet kutusunda bir eğen var mı? - Do you have a file in the tool chest?

English - English
chest
the place in which public money is kept; a treasury
Favorites