the pincer of a crustacean or other arthropod

listen to the pronunciation of the pincer of a crustacean or other arthropod
English - Turkish

Definition of the pincer of a crustacean or other arthropod in English Turkish dictionary

claw
pençe

Onun keskin pençeleri açılıp kapanmaya, açılıp kapanmaya başladı. - Its sharp claws began to open and close, open and close.

Mary'nin kedisi o kadar tatlı ki onun kucağımda kıvrılıp yatmasını gerçekten umursamıyorum fakat pençeleriyle bacaklarımı ovmakta ısrar etme tarzı bana iğne yastığı gibi hissettiriyor. - Mary’s cat is so sweet that I really don’t mind him curling up in my lap, but the way he insists on kneading my legs with his claws makes me feel like a pincushion.

claw
tırmalamak
claw
pençelemek
claw
(Sinema) Grif, contr-grif, yürütücü ve tutucu tırnak
claw
{f} el uzatmak
claw
tırmala/pençe at
claw
kaşımak
claw
{f} yırtmak
claw
{f} çekmek (zorlukla)
claw
{f} yırtmak, tırmalamak, pençe atmak
claw
{f} tırmala

Kedi Şimdiye kadar sahibimi ilk kez tırmaladım. dedi. - This is the first time I've ever clawed my owner, said the cat.

Taninna kedisine Beni tırmaladığın için teşekkür ederim dedi. - Thank you for clawing me, Taninna told her cat.

claw
claw hammer domuz tırnağı çekiç
claw
(isim) pençe, tırnak; kıskaç, tırnaklı ayak; kavrama
claw
{f} el atmak
claw
{i} tırnaklı ayak
claw
(fiil) pençe atmak; yırtmak, tırmalamak, kapışmak, çekmek (zorlukla), el uzatmak, el atmak
claw
(Tekstil) tespit tırnağı
claw
{f} kapışmak
claw
kıskaç/pençe
claw
hayvan pençesindeki kıvnk tırnak
English - English
claw
the pincer of a crustacean or other arthropod
Favorites