Tehlikeli alana adım atıyorsun.
- You're stepping into dangerous territory.
Curaçao ülkesinin toprakları, Curaçao ve Little Curacao adalarından oluşur.
- The territory of the country Curacao consists of the islands Curacao and Little Curacao.
Onlar imparatorluğun topraklarını genişletti.
- They increased the territory of the empire.
Birlik komutanı ordusunu düşman topraklarına götürdü.
- The commanding officer led his army into enemy territory.
Silâhlı kuvvetler tüm bölgeyi işgâl etti.
- The armed forces occupied the entire territory.
Bilinmeyen bölgede araba sürdük.
- We drove through unfamiliar territory.