Tom depremden hayatta kalanlara yardım etmek için Kızıl haça para bağışladı.
- Tom donated money to the Red Cross to help survivors of the earthquake.
Hiç hayatta kalan var mı?
- Are there any survivors?
Onlar sağ kalanları buldu.
- They've found survivors.
Başka sağ kalan yoktu.
- There were no other survivors.
Birçok felaketzede enkazdan kurtarıldı.
- Many survivors were rescued from the wreckage.
Sami kurban değil. O bir felaketzede.
- Sami is not a victim. He's a survivor.
Gece boyu süren sağanak yağış, mahsur kalan feribottaki kazazedeleri kurtarma çalışmalarına sekte vurdu.
- Heavy rain throughout the night has hampered efforts to rescue survivors from the stricken ferry.
Tek bir kurtulan yoktu.
- There wasn't a single survivor.
Dün geceki uçak kazasından sağ kurtulan yok.
- There are no survivors from last night's plane crash.