the person who plays the position of guard on a basketball team

listen to the pronunciation of the person who plays the position of guard on a basketball team
English - Turkish

Definition of the person who plays the position of guard on a basketball team in English Turkish dictionary

guard
{f} korumak

Altın golemleri hazineyi korumak için kullanılan gardiyanlardır. - Gold golems are guardians used to guard treasure.

guard
{i} nöbetçi

Nöbetçi ayağa kalk diye bağırdı. - On your feet, shouted the guard.

Nöbetçileri nasıl öldürdün? - How did you kill the guards?

guard
koruma

Tom korumayı geçemedi. - Tom couldn't get past the guard.

Yakın koruma altında aylarca orada kaldı. - He remained there for many months under close guard.

guard
(Askeri) müfreze
guard
nöbet

Tom nöbette uyuyakaldı. - Tom fell asleep on guard duty.

Şimdi nöbet tutacağım. - I'll stand guard now.

guard
vikaye etmek
guard
gard

Gardiyan Tom'u yakaladı. - The guard grabbed Tom.

Gardiyanlar Tom'u görmedi. - The guards didn't see Tom.

guard
korunmak
guard
kontrol etmek
guard
koruma görevlisi
guard
koruyucu

Sincap, kabilemizin koruyucu ruhudur. - The squirrel is the guardian spirit of our tribe.

Asla koruyucu meleğinin uçabileceğinden daha hızlı sürme. - Never drive faster than your guardian angel can fly.

guard
{i} koruma görevlisi, muhafız; nöbetçi
guard
tetik/savunma/bekçi
guard
bekle mek
guard
denetim altına almak
guard
{f} tutmak (dil)
guard
{f} himaye etmek
guard
(fiil) korumak, gözetmek, himaye etmek, korunmak, tutmak (dil), nöbet tutmak
guard
{i} basketbol gard
English - English
guard
the person who plays the position of guard on a basketball team

    Hyphenation

    the per·son who plays the po·si·tion of guard on a bas·ket·ball team

    Turkish pronunciation

    dhi pırsın hu pleyz dhi pızîşın ıv gärd ôn ı bäskıtbôl tim

    Pronunciation

    /ᴛʜē ˈpərsən ˈho͞o ˈplāz ᴛʜē pəˈzəsʜən əv ˈgärd ˈôn ə ˈbaskətˌbôl ˈtēm/ /ðiː ˈpɜrsən ˈhuː ˈpleɪz ðiː pəˈzɪʃən əv ˈɡɑːrd ˈɔːn ə ˈbæskətˌbɔːl ˈtiːm/
Favorites