İngilizce üçüncü dönem.
- English is third period.
Ben bir dönem draması görmek için tiyatroya gittim.
- I went to the theater to see a period drama.
Birçoğu sömürgeciliğin egemenliği altında uzun bir süre baskı ve sefaletten çekmiştir.
- Many have suffered oppression and misery for a long period of time under the rule of colonialism.
Burada kısa bir süre için kalacağım.
- I will stay here for a short period.
Her şahsın dinlenmeye, eğlenmeye, bilhassa çalışma müddetinin makul surette sınırlandırılmasına ve muayyen devrelerde ücretli tatillere hakkı vardır.
- Everyone has the right to rest and leisure, including reasonable limitation of working hours and periodic holidays with pay.
Benim dilimde , virgül, ; noktalı virgül, : iki nokta üstüste, ... üç nokta şeklinde adlandırılır ve bu cümle bir noktayla biter.
- In my language, the , is called comma, the ; is called semicolon, : is called colon, ... are called ellipsis, and this sentence ends with a period.
Cümlenin sonuna bir nokta eklemen gerekir.
- At the end of the sentence, you should add a period.
İlk adetinizi hangi yaşta yaşadınız?
- At what age did you have your first period?
Adetim beş hafta gecikti.
- My period is five weeks late.
Ders saati biter bitmez Tom Mary ile konuşmaya gitti.
- Tom went to talk to Mary as soon as the period ended.
3. dönemde Fransızca dersimiz var.
- We have French in third period.
Bob'ın üzerine fazla gitmeyin.Bilirsiniz, o, son zamanlarda zor bir sürece rağmen devam etmektedir.
- Go easy on Bob. You know, he's been going though a rough period recently.
Merkezin hedefi, diğer ülkelerden gelen gençleri belli bir zaman aralığında eğitmek olmalıdır.
- The goal of the center should be to train young people from other countries within a specific time period.
Adet sırasında kendini nasıl hissediyorsun?
- How do you feel during the period?
Tom seks yapmak istiyordu, ancak Mary adet dönemindeydi.
- Tom wanted sex, but Mary was on her period.
Her şahsın dinlenmeye, eğlenmeye, bilhassa çalışma müddetinin makul surette sınırlandırılmasına ve muayyen devrelerde ücretli tatillere hakkı vardır.
- Everyone has the right to rest and leisure, including reasonable limitation of working hours and periodic holidays with pay.
Kiralama süresi kararlaştırılan süreden daha uzun ise, bir orantılı kira hesaplanacaktır.
- If the rental period is extended beyond the agreed period, it shall be calculated a prorated rent.
Bu okulda bir ders saati elli dakika uzunluğundadır.
- In this school, a period is fifty minutes long.
Ders saati biter bitmez Tom Mary ile konuşmaya gitti.
- Tom went to talk to Mary as soon as the period ended.
Sana ait cümlenin sonuna bir nokta ekleyebilir misin, lütfen?
- Could you put a period at the end of your sentence, please?
Nil'in periyodik taşkınları Mısır için çok önemlidir.
- The periodic flooding of the Nile is very important to Egypt.
Kimyasal elementlerin periyodik tablosuna aşina mısınız?
- Are you familiar with the periodic table of chemical elements?
Gelecek periyot Almanca bir testtir.
- Next period is a German test.
When she is on her period she can be more disagreeable than usual.
You'll be on probation for a six-month period.
This is one of the last paintings Picasso created during his Blue Period.
I have math class in second period.
... So I think that fortuitous period for ...
... to pass it on to the consumer." It's a difficult argument to take seriously during a period ...