English - Turkish
Definition of the path of an object that is moving around a second object or point in English Turkish dictionary
- orbit
- yörünge
ESA yörüngeye bir uydu yerleştirdi.
-The ESA put a satellite into orbit.
O, dünya yörüngesine gitmedi.
-He did not go into Earth orbit.
- orbit
- orbital gezegen yörüngesine ait
- orbit
- yörüngeye oturtmak
- orbit
- orbita
- orbit
- yörüngede dönmek
- orbit
- yörüngede dön
Binlerce uydu dünyanın etrafında yörüngede döner.
-Thousands of satellites orbit around the earth.
Sputnik 1 dünyanın etrafındaki yörüngede dönen ilk uyduydu.
-Sputnik 1 was the first satellite to orbit around the Earth.
- orbit
- (Tıp) Göz çukuru, oribta
- orbit
- {i} göz
Astronomlar, Satürn'ün yörüngesinde altmış iki tane uydu gözlemlediler.
-Astronomers have observed sixty-two moons orbiting Saturn.
- orbit
- bir yörüngede dönmek
- orbit
- (Askeri) YÖRÜNGE: Bir gök cisminin, diğer bir cisim çevresinde dönerken çizdiği yol
- orbit
- bir gökcismi etrafında dönmek veya döndürmek
- orbit
- {f} yörünge izlemek
- orbit
- {i} etki alanı
- orbit
- {i} göz çukuru
- orbit
- {f} yörüngeye sokmak
- orbit
- anat
- orbit
- {f} yörüngesine almak
- orbit
- kuşların gözleri etrafındaki deri
Related Terms
English - English
Definition of the path of an object that is moving around a second object or point in English English dictionary
- orbit
the path of an object that is moving around a second object or point
Hyphenation
the path of an ob·ject that I·s mo·ving a·round a sec·ond ob·ject or pointTurkish pronunciation
dhi päth ıv ın ıbcekt dhıt îz muvîng ıraun ı sekın ıbcekt ır poyntPronunciation
/ᴛʜē ˈpaᴛʜ əv ən əbˈʤekt ᴛʜət əz ˈmo͞ovəɴɢ ərˈoun ə ˈsekən əbˈʤekt ər ˈpoint/ /ðiː ˈpæθ əv ən əbˈʤɛkt ðət ɪz ˈmuːvɪŋ ɜrˈaʊn ə ˈsɛkən əbˈʤɛkt ɜr ˈpɔɪnt/
Resimler
Favorites