English - Turkish
Definition of the passive voice of verbs in English Turkish dictionary
- passive
- pasif
Pasif içiciliğin çok zararlı olduğu Johnson'ın araştırmasında açıkça gösterilmektedir.
-It is clearly shown in Johnson's investigation that passive smoking is very harmful.
Nasıl o kadar pasif olabilirsin? Neden misilleme yapmıyorsun?
-How can you be so passive? Why don't you retaliate?
- passive
- {s} edilgen
O edilgen çatı değil.
-That's not the passive voice.
O edilgen çatı değil.
-That is not the passive voice.
- passive
- (Ticaret) hareketsiz
- the passive voice
- (Dilbilim) edilgen yapı
- passive
- etkisiz
- passive
- dayanıklı
- passive
- edilgen fiil
- passive
- dış etkiler karşısında hareketsiz kalan
- passive
- atıl
- passive
- {s} pasif, eylemsiz, edilgin
- passive
- {s} faizsiz
- passive
- meçhul
- passive
- {i} edilgen çatı
O edilgen çatı değil.
-That's not the passive voice.
O edilgen çatı değil.
-That is not the passive voice.
- passive
- (Askeri) PASİF: Gözetlemede, keşfedilebilecek düzeyde hiç bir enerji yaymayan faaliyet veya teçhizat için kullanılan bir sıfat
- passive
- (Tıp) Kendiliğinden bir iş yapmak yeteneğinde olmayan, hareketsiz, faaliyet göstermeyen, atıl, pasif
- passive
- (sıfat) pasif, edilgen, faizsiz, dingin
- passive
- uysal
- passive
- passive commerceihraç mallarını yabancı gemilerle nakletmek
- passive
- faaliyeti olmayan
Related Terms
English - English
Definition of the passive voice of verbs in English English dictionary
- passive
the passive voice of verbs
Hyphenation
the pas·sive voice of verbsTurkish pronunciation
dhi päsîv voys ıv vırbzPronunciation
/ᴛʜē ˈpasəv ˈvois əv ˈvərbz/ /ðiː ˈpæsɪv ˈvɔɪs əv ˈvɜrbz/
Resimler
Favorites