Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

the part of space within one's immediate vicinity

listen to the pronunciation of the part of space within one's immediate vicinity
English - Turkish

Definition of the part of space within one's immediate vicinity in English Turkish dictionary

presence
{i} varlık

Senin varlığın benim yaşama sevincim - Your presence in my life is a source of joy.

O Alfa Centauri'deki egzobiyolojik varlık makalesini yazdı. - He wrote the article Exobiological Presence in Alpha Centauri.

presence
{i} huzur

Onun huzurunda utangaç hissettim. - She felt shy in his presence.

Bayanların huzurunda onu aptal yerine koydular. - They made a fool of him in the presence of ladies.

presence
bulunma

Bugün burada bulunma amacımız silah seslerini susturmak - Our presence here today is to silence the gunshots.

presence
{i} huzur, hazır bulunma, varlık, var olma: The test results do not indicate the presence of nitrogen. Test sonuçlarına göre nitrojen yok
presence
buradalık
presence
kişilik
presence
oluş
presence
var olma
presence
orada bulunma
presence
görünüş
presence
sözüm yabana
presence
{i} yapı
presence
{i} ön

Yöneticinin önünde ilk kez çığlık attım. Masada büyük bir hamamböceği görmüştüm! - It's the first time I scream in presence of the manager. I saw a big cockroach on the table!

Onun varlığı benim için önemli. - Its presence is important for me.

presence
(isim) huzur, hazır bulunma, varlık, varoluş, tavır, yapı, ön, protokol görevlileri
presence
sözüm meclisten dışarı
presence
{i} tavır
presence
{i} varoluş
English - English
presence

Bob never said anything about it in my presence.

The part of space within ones immediate vicinity
presence
the part of space within one's immediate vicinity

    Hyphenation

    the part of space with·in one's im·me·di·ate vi·cin·i·ty

    Turkish pronunciation

    dhi pärt ıv speys wîdhîn wʌnz îmidiıt vısînıti

    Pronunciation

    /ᴛʜē ˈpärt əv ˈspās wəˈᴛʜən ˈwənz əˈmēdēət vəˈsənətē/ /ðiː ˈpɑːrt əv ˈspeɪs wɪˈðɪn ˈwʌnz ɪˈmiːdiːət vəˈsɪnətiː/
Favorites