the part of a mechanical device that strikes something

listen to the pronunciation of the part of a mechanical device that strikes something
English - Turkish

Definition of the part of a mechanical device that strikes something in English Turkish dictionary

striker
forvet

Takımın en iyi forveti geçen sezon yirmi üç gol attı. - The team's best striker scored twenty-three goals last season.

Yönetimin neden forvetin taleplerine bu kadar kolay bir şekilde girdiğini bilmiyorum. - I don't know why the management submitted to the striker's demands so easily.

striker
(Avcılık) tüfek horozu
striker
grevci
striker
donanmasında çırak
striker
{i} vurucu
striker
{i} ofansif oynayan futbolcu
striker
{i} çalar saat çekici
striker
{i} ateşleyici
striker
(Askeri) MÜSADEME İĞNESİ, ÇARPMA İĞNESİ: Bir silah, mayın, havan vesairenin ateşleme mekanizmalarında kapsüle vuran parça
striker
{i} ileri alan oyuncusu
striker
santrfor/grevci
striker
{i} atış yapan oyuncu
striker
vuran kimse
striker
{i} horoz (silah)
English - English
striker
the part of a mechanical device that strikes something

    Hyphenation

    the part of a me·cha·ni·cal de·vice that strikes some·thing

    Turkish pronunciation

    dhi pärt ıv ı mıkänîkıl dîvays dhıt strayks sʌmthîng

    Pronunciation

    /ᴛʜē ˈpärt əv ə məˈkanəkəl dəˈvīs ᴛʜət ˈstrīks ˈsəmᴛʜəɴɢ/ /ðiː ˈpɑːrt əv ə məˈkænɪkəl dɪˈvaɪs ðət ˈstraɪks ˈsʌmθɪŋ/
Favorites