English - Turkish
Definition of the part of a bottle which slenderizes to form the finish in English Turkish dictionary
- neck
- (Mühendislik) boyun
Balta alçakgönüllü bir boyuna gitmez.
-The axe does not go to a humble neck.
O bağırdığında onun boyun damarları açıkça görünüyordu.
-When he shouted, the veins in his neck stood out clearly.
- neck
- sarılmak
- neck
- berzah
- neck
- sarmaş dolaş öpüşmek
- neck
- kıstak
- neck
- yaka
Dedektiflerden biri onu boynundan yakaladı.
-One of the detectives seized him by the neck.
Kediyi boynundan yakaladım.
-I seized the cat by the neck.
- neck
- dil
- neck
- giysi boynu
- neck
- azami gayr
- neck
- {i} (elbisede) yaka
- neck
- boyun gibi şey
- neck
- (Tıp) Boyun, cervix
- neck
- iki kara parçasını birleştiren dil
- neck
- break ones neck boynu kırılmak
- neck
- {i} (şişede) boyun, boğaz
- neck
- {f} sarmaş dolaş olmak [amer.]
- neck
- keman sapı
Related Terms
English - English
Definition of the part of a bottle which slenderizes to form the finish in English English dictionary
- neck
the part of a bottle which slenderizes to form the finish
Hyphenation
the part of a bot·tle which slenderizes to form the fin·ishPronunciation
Resimler
Favorites