Dışarıda bir masaya oturabilir miyiz?
- Could we have a table outside?
Dışarıda hava çok soğuk, ceketsiz üşüteceksin.
- It is very cold outside. You'll catch a cold without a coat.
Bir köpeğin dışında, bir kitap insanın en iyi arkadaşıdır. Bir köpeğin içinde, okumak için çok karanlıktır.
- Outside of a dog, a book is man's best friend. Inside of a dog, it's too dark to read.
Bu alanın dışında yürümeyin.
- Do not walk outside this area.
Onu dışarıdan yapabilirsin.
- You can do it from outside.
Biri dışarıdan arıyor.
- Someone is calling from outside.
Sami, polis tarafından bir benzin istasyonunun dışında fark edildi.
- Sami was spotted by police outside a gas station.
Benim dışarıda bu protestocular tarafından dikkatim dağıtıldı.
- I was distracted by those protesters outside.
Fadıl'ın görevi onu dış dünyadan uzak tuttu.
- Fadil's job kept him removed from the outside world.
Duvar dış tarafta beyaz ve içeride yeşil.
- The wall is white on the outside and green on the inside.
Kalenin dış tarafı beyaza boyandı.
- The outside of the castle was painted white.
Yenilikçiler televizyonun dışında düşünüyorlar.
- Innovators think outside the box.
Dışarıda hava çok soğuk, ceketsiz üşüteceksin.
- It is very cold outside. You'll catch a cold without a coat.
Tom dışarıya geri döndü.
- Tom went back outside.
Dışarıya çıkınca soğuktan tir tir titredim.
- I shivered with cold when I went outside.
TV izleme yerine dışarıda oynayın.
- Play outside instead of watching TV.
Dışarıdaki gürültü sinirime dokunduğu için canım çalışmak istemedi.
- I didn't feel like studying because the noise outside was getting on my nerves.
Bir gün ülke dışına uçmak isteyeceğim.
- One day I'll want to fly outside the country.
Bu odanın dışına çıkamazsın.
- You're not allowed outside this room.
Tom dışarıdaki insanların sesini duyabildi.
- Tom could hear the sound of people outside.
Lütfen çöpünü dışarıdaki çöp kutularına koy.
- Please put your waste in the bins outside.
Bir hayalet içe dönük bir korkunun dışa dönük ve görünür işaretidir.
- A ghost is an outward and visible sign of an inward fear.
Sami'nin cesedinde hiçbir görünür dış travma işareti yoktu.
- Sami's body had no outward sign of visible trauma.
She's going to the Outside for Christmas.
Jane Green lives outside New York City with her husband and children.
I slept outside last night.
Hepaticology, outside the temperate parts of the Northern Hemisphere, still lies deep in the shadow cast by that ultimate closet taxonomist, Franz Stephani—a ghost whose shadow falls over us all.
The first pitch is ... just a bit outside.
Outside of winning the lottery, the only way to succeed is through many years of hard work.
... Switzerland, and also at Fermi Lab outside Chicago, where they have anti-electrons circulating ...
... So the problem is not outside of Washington. ...