Her odayı dikkatlice araştırmak için zamanımız yok.
- We don't have time to search every room carefully.
Fadıl her boş anı, Leyla'ya satın alınacak bir hediye için interneti araştırmakla geçirdi.
- Fadil spent every spare moment searching the web for a gift to buy Layla.
Böcek aramak üzere ormana girdik.
- We went into the woods in search of insects.
Birçok insan altın aramak için Batıya yola çıktı.
- Many men set out for the West in search of gold.
O, hasta bebeği için doktor araştırmaya gitti.
- She went in search of a doctor for her sick baby.
Tom bütün akşamı ünlü kişlerin fotoğrafları için Web'i araştırmakla geçirdi.
- Tom spent the whole evening searching the Web for photos of famous people.