Bir kontrat yapmamız gerekiyor.
- We need to have a contract.
Reagan Kontralar için askeri yardım istedi.
- Reagan asked for military aid for the Contras.
Mary fakir değildir. Aksine, o oldukça zengindir.
- Mary is not poor. On the contrary, she is quite rich.
Birçok söylentinin aksine, ben her şeyi bilmiyorum.
- In contrast to many rumours, I don't know everything.
ABD'nin zenginliği genellikle gelişmemiş ülkelerin fakirliği ile karşılaştırılır.
- The affluence of the United States is often contrasted with the poverty of undeveloped countries.
Asla büyüklerinize karşı söz söylemeyin.
- Never contradict your elders.
Resim bunun aksine renkli.
- The picture is colorful in contrast with this one.
Eğer bunu yaparsan,bu sadece aksi sonuçlar doğuracak.
- If you do that, it will only bring about a contrary effect.
Hiçbir karşıt kanıt yoktur.
- There is no evidence to the contrary.