the narrow, bound edge of a book

listen to the pronunciation of the narrow, bound edge of a book
English - Turkish

Definition of the narrow, bound edge of a book in English Turkish dictionary

spine
omurga

Tom omurgasına giden bir ürperti hissetti. - Tom felt a chill go up his spine.

Zeke Choi'nin omurgası bir suikastçının kurşunuyla paramparça edildi. - Zeke Choi's spine was shattered by an assassin's bullet.

spine
(Denizbilim) sert ışın
spine
uçurtmanın dik çıtası
spine
belkemiği
spine
hayb
spine
diken

Neden kaktüslerin dikenleri olduğunu biliyor musun? - Do you know why cacti have spines?

Korkunç sahne onun tüylerini diken diken etti. - The terrible scene sent shivers down his spine.

spine
{i} irade
spine
(Tıp) Omurga, belkemiği, amudufikari
spine
{i} (Anatomi) omurga, belkemiği
spine
{i} sürgün
spine
{i} (kitapta) sırt
spine
{i} kitap sırtı
spine
belkemiğine benzer şey
spine
iğne-benzeri yapı
spine
{i} iğne
spine
{i} kılçık
spine
(isim) omurga, belkemiği, irade, diken, iğne, kılçık, filiz, sürgün, kitap sırtı
spine
diken/sırt/omurga
English - English
spine

Because the spine is generally all you can see when a book is on the shelf, the spine displays the title and author of the book and is often ornately decorated.

the narrow, bound edge of a book
Favorites