English - Turkish
Definition of the name is also given to other adhesive or viscous substances in English Turkish dictionary
- glue
- yapıştırmak
İki parçayı birlikte yapıştırmak zor olacak.
-It'll be difficult to glue the two pieces together.
- glue
- {i} tutkal
Tom'un gözleri ekrana tutkallıydı.
-Tom's eyes were glued to the screen.
Bazı mobilyalar tutkal ile monte edilir.
-Some furniture is put together with glue.
- glue
- {i} zamk
Bu sıvı zamk yerine kullanılabilir.
-This fluid can be substituted for glue.
- glue
- yapışıcı
- glue
- tutkal sürmek
- glue
- yapışkan
- glue
- yelim
- glue
- {f} tutkallamak
- glue
- {f} yapıştır
Onu birlikte geri yapıştırabileceğimizi düşünüyor musun?
-Do you think we can glue that back together?
İki parçayı birlikte yapıştırmak zor olacak.
-It'll be difficult to glue the two pieces together.
- glue
- {f} dikkatini vermek
- glue
- tutkal gibi yapışkan madde
- glue
- {i} yapıştırıcı
Bu yapıştırıcı plastiğe yapışmaz.
-This glue does not adhere to plastic.
- glue
- yapışkan glueynessyapışkanlık
- glue
- {f} zamklamak
- glue
- gluey tutkal gibi
- glue
- {f} yapışmak
- glue
- gluepotiçine ısıtılacak tutkal kabı konulan kaynar su kabı
Related Terms
English - English
Definition of the name is also given to other adhesive or viscous substances in English English dictionary
- glue
the name is also given to other adhesive or viscous substances
Hyphenation
the name I·s al·so giv·en to oth·er ad·he·sive or vis·cous substancesTurkish pronunciation
dhi neym îz ôlsō gîvın tı ʌdhır ädhisîv ır vîskıs sʌbstınsızPronunciation
/ᴛʜē ˈnām əz ˈôlsō ˈgəvən tə ˈəᴛʜər adˈhēsəv ər ˈvəskəs ˈsəbstənsəz/ /ðiː ˈneɪm ɪz ˈɔːlsoʊ ˈɡɪvən tə ˈʌðɜr ædˈhiːsɪv ɜr ˈvɪskəs ˈsʌbstənsəz/
Resimler
History
Favorites