O yüksek bir maaş alır.
- He gets a high salary.
O, şu anki maaşından memnun.
- She is content with his present salary.
Küçük bir aylıkla geçinebilirim.
- I manage to get along on a small salary.
Emekli olduğunda büyük bir aylık kazanmıyordu.
- He wasn't earning a large salary when he retired.
Rusya'da asgari ücret ne kadar?
- What's the minimum salary in Russia?
İşçiler ücret artışı istediler.
- The workers pushed for a raise in salary.