Onu yapmaman için çok sayıda nedenler var.
- There are a good many reasons why you shouldn't do it.
Onun istifa etmesi için bir neden yok.
- There is no reason why he should resign.
Üvey annemle hiç tartışmadım veya o bana gerekçeler vermedi.
- I never argued with my stepmother, nor she gave me the reasons.
Gerekçelerini anlamam gerekiyor.
- I need to understand your reasons.
Tom sebebini bilmek istiyor.
- Tom would like to know the reason.
Tom kalma sebebi bulmak için elinden geleni yaptı.
- Tom did his best to find a reason to stay.