the middle point or hour of the day

listen to the pronunciation of the middle point or hour of the day
English - Turkish

Definition of the middle point or hour of the day in English Turkish dictionary

noon
öğle

Bu tren Aomori'den yarım saat geç ayrıldı, bu yüzden maalesef Tokyo'ya öğleden önce varamayacağız. - This train left Aomori thirty minutes late, so we won't arrive at Tokyo before noon, I'm afraid.

O buraya öğleden önce geldi. - He came here before noon.

noon
öğle vaktinde olan
noon
gün ortası
noon
günorta
noon
günorta vakti
noon
eski noontid öğle vakti
noon
doruk
noon
{s} öğlen

Ken öğlene kadar evde olacaktır. - Ken will be at home until noon.

Öğlene kadar burada olması gerekirdi. - She was supposed to be here by noon.

noon
high noon tam öğle vakti
noon
en parlak ve en başarılı devre
noon
(Askeri) ÖĞLE VAKTİ: Güneşin belirli bir meridyeni geçtiği, yani güneşin mahalli saat açısı sıfır olduğu zaman. İlgili güneşe göre adlandırılır
noon
{i} öğle vakti

Tom, Mary'nin öğle yemeğini her zaman öğle vakti yediğini söylüyor. - Tom says Mary always eats lunch at noon.

noon
en parlak veya en başarılı devre
noon
noon hour öğle paydosu
noon
noonday öğle vakti
English - English
{n} noon
the middle point or hour of the day

    Hyphenation

    the mid·dle point or hour of the Day

    Turkish pronunciation

    dhi mîdıl poynt ır aur ıv dhi dey

    Pronunciation

    /ᴛʜē ˈmədəl ˈpoint ər ˈour əv ᴛʜē ˈdā/ /ðiː ˈmɪdəl ˈpɔɪnt ɜr ˈaʊr əv ðiː ˈdeɪ/
Favorites