Tom mikrofona en yakın oturan kişiydi.
- Tom was the one sitting closest to the microphone.
Tom mikrofonu Mary'den alıp götürdü.
- Tom took the microphone away from Mary.
Tom takılmak istemiyordu.
- Tom didn't want to stick around.
Tom ne olacağını görmek için takılmak istiyordu. Ne yazık ki, gitmek zorunda kaldı.
- Tom wanted to stick around to see what would happen. Unfortunately, he had to leave.
Diğer insanların işine burnunu sokmaktan vazgeç.
- Stop sticking your nose into other people's business.
Kollarınız o çubuktan daha önemlidir, bu nedenle kolunuzu kullanmak yerine çubuğu kullanın.
- Your arms are more important than that stick, so instead of using your arm, use the stick.
garden of microphones, which stuck up like metal flowers in her face.
... the microphone or turn on the camera or grab your keystrokes." ...
... ALAN RUSBRIDGER: You've got a microphone. ...