O, oğlunu varlıklı bir adam yaptı.
- He made his son a wealthy man.
O görünüşte varlıklı fakat gerçekte değildir.
- He is wealthy in appearance but not in reality.
Zenginlik için fazla arzum yok.
- I don't have much desire for wealth.
Onların büyük zenginliklerine rağmen, onlar mutlu değil.
- Despite their great wealth, they are not happy.
Bana babamın servetinden küçük bir pay verildi.
- I was given a minor share of my father's wealth.
Serveti nedeniyle, o, o kulübün bir üyesi olabildi.
- Because of his wealth, he was able to become a member of that club.
O, mal varlığından memnun değil.
- He is none the happier for his wealth.