Onun esas ilgisi tarihtedir.
- His main interest is in history.
Martılar esas olarak kıyı kuşlarıdır.
- Seagulls are mainly coastal birds.
Okumaktan asıl maksadın ne olursa olsun, kitaplar sana her zaman memnuniyet ve tatminkârlık duygusu verecektir.
- No matter what your main purpose is in reading, books should never fail to provide contentment and satisfaction.
Planın asıl amacını açıkladı.
- He explained the main purpose of the plan.
Hinduizm Hindistan'daki başlıca dindir.
- Hinduism is the main religion in India.
Tom'un başlıca başarıları nedir?
- What are Tom's main achievements?
Çeşitli Türk restoranlarında, şiş kebap ana yemektir.
- In various Turkish restaurants, shishkabob is the main food.
İranlılar ana yemeği yoğurt ile yerlerdi.
- Iranians used to eat main meal with yoghurt.
Japonya'nın başlıca adaları Hokkaido, Shikoku, Honshu ve Kyushu'dur.
- The main islands of Japan are Hokkaido, Shikoku, Honshu and Kyushu.
Onun başarısızlığı çoğunlukla dikkatsizliği yüzündendi.
- His failure was mainly due to carelessness.
Turun ortasında onlar ana gruptan ayrıldılar.
- In the middle of the tour, they became separated from the main group.
Endişelendiğim en önemli şey endişeli olmadığımdır.
- The main thing I'm worried about is that I'm not worried.
Bu planın temel amacı nedir?
- What is the main purpose of this plan?
Bütün boşanmalarının temel nedeni evliliktir.
- Marriage is the main cause of all divorces.
Zor iş başarının ana unsurudur.
- Hard work is the main element of success.
Birinin ününü sürdürmek zordur.
- It is hard to maintain one's reputation.
Güney Yarımküre, çoğunlukla okyanuslardan oluşur.
- The Southern Hemisphere is comprised mainly of oceans.
Tashtego's long, lean, sable hair, his high cheek bones, and black rounding eyes --all this sufficiently proclaimed him an inheritor of the unvitiated blood of those proud warrior hunters, who, in quest of the great New England moose, had scoured, bow in hand, the aboriginal forests of the main.
... But I think our main goal is to get ...
... main interest of this building lies in its which these complicate with arab ...