Yolda birçok hayvan gördü.
- He saw a lot of animals on the road.
Birçok müşteri danışma için avukata gelirler.
- A lot of clients come to the lawyer for advice.
Çok daha iyi hissediyorum.
- I'm feeling a lot better.
O bugün çok daha iyi hissediyor.
- He feels a lot better today.
O okulunu çok seviyor.
- She likes her school a lot.
Japonya, çok fazla kâğıt tüketmektedir.
- Japan consumes a lot of paper.
Dün Japonya'da bir sürü bina deprem dolayısıyla yıkıldı.
- A lot of buildings collapsed in Japan due to the earthquake yesterday.
Senin bir sürü kitabın var.
- You have a lot of books.
Türkçe Ğ ve İspanyolca H kaçtı ve birlikte birsürü tamamen sessiz çocukları oldu.
- A Turkish soft G and a Spanish H eloped and had lots of completely silent children together.
Birsürü insan Tokyo'da yaşıyor.
- A lot of people live in Tokyo.
Tom Mary'ye çok miktarda faydalı Fransızca öğretti.
- Tom taught Mary a lot of useful French.
Avustralya çok miktarda yün ihraç etmektedir.
- Australia exports a lot of wool.
Tom'u park alanında gördüm.
- I saw Tom in the parking lot.
Bir sürü zamanımı alan eylemlerim var.
- I have a lot of activities which take up my time.
Bugün hakkında düşünülecek birçok toplumsal sorunlarımız vardır.
- We have a lot of social problems to think about today.
Tevrat'ta Lut, bakire kızını toplu tecavüze uğraması için sunuyor.
- In the Torah Lot offers his virgin daughter's to be gang raped.
Üç farklı grup halinde ders kitabı göndereceğiz.
- We'll send the textbooks in three different lots.
Festivalde bir sürü büyük gruplar vardı.
- There were a lot of great bands at the festival.
Tom birçok farklı kadınla cinsel ilişkiye girdi.
- Tom had sex with a lot of different women.
Türkçe Ğ ve İspanyolca H kaçtı ve birlikte birsürü tamamen sessiz çocukları oldu.
- A Turkish soft G and a Spanish H eloped and had lots of completely silent children together.
Tom birçok insanın hoşlanmadığı adam türüdür.
- Tom is the kind of guy lots of people just don't like.
Sami bir piyango talihlisiydi.
- Sami was a lottery winner.
Güney Fransa'da dağın yamacında emeklilik evi yapmayı planladığım küçük bir arsa aldım.
- I bought a small lot on the hillside in Southern France where I plan to build a retirement home.
Tom'un tam Boston'un dışında bir sürü arsaya sahip.
- Tom owns a lot of land just outside of Boston.
Bir sürü satılık ikinci el kitabım var, hepsi uygun fiyatlarla.
- I have lots of second-hand books for sale, all at affordable prices.
Çok param vardı ama hepsini harcadım.
- I had a lot of money, but spent everything.
Tom partide çok eğlendi.
- Tom had lots of fun at the party.
Parti çok eğlenceliydi.
- The party was a lot of fun.
Kimin birinci olduğuna karar vermek için kura çekelim.
- Let's draw lots to decide who goes first.
Erken sabah karşılama masasında ilk kimin gideceğine karar vermek için kura çektik.
- We drew lots to decide who would go first at the early morning reception desk.
Köpek her gün bir sürü et yiyor.
- The dog eats a lot of meat every day.
Tom'un köpekler hakkında çok bilgisi var.
- Tom knows a lot about dogs.
Tom'un pek çok zamanı yoktu.
- Tom doesn't have a whole lot of time.
Maruyama Parkı pek çok insanın toplandığı bir yerdir.
- Maruyama Park is a place where a lot of people gather.
Avustralya çok miktarda yün ihraç etmektedir.
- Australia exports a lot of wool.
Tom Mary'ye çok miktarda faydalı Fransızca öğretti.
- Tom taught Mary a lot of useful French.
Onlar bana çok sayıda güzel fotoğraflar gösterdiler.
- They showed me a lot of beautiful photos.
Oyun çok sayıda insanı heyecanlandırdı.
- The game excited lots of people.
a building lot in a city.
as Jones alone was discovered, the poor lad bore not only the whole smart, but the whole blame; both which fell again to his lot on the following occasion.
to draw lots.
If I were in charge, I'd fire the lot of them.
a bad lot.
lots of people think so.
The Greeks expected their leaders to show physical courage, whether in the athletic arena or in battle, as well as piety, generosity, and nobility. Cimon had risen to power chiefly because of his military prowess, and any rival must be able to show at least honorable service and military competence. By this time, moreover, the generals were coming to be the most important political figures in Athens. Archons served only for one year and, since 487/6, they were chosen by lot. Generals, on the other hand, were chosen by direct election and could be reelected without limit.
... what a lot of my day is like. ...
... ISHII HIROSHI: Maybe a lot of the emphasis on the data, but ...