the line that bounds such a figure; a circumference; a ring

listen to the pronunciation of the line that bounds such a figure; a circumference; a ring
English - Turkish

Definition of the line that bounds such a figure; a circumference; a ring in English Turkish dictionary

circle
{i} camia
circle
(Tıp) sirkle
circle
daire içine almak
circle
çevresini dolaşmak
circle
(tiyatro/vb.) balkon
circle
{i} çember

Bu çember bir pusulayla çizilmiş. - This circle was drawn by a compass.

Akbabalar ölü beden üzerinde çember şeklinde hareket ettiler. - Vultures circled above the dead body.

circle
(isim) daire, çember, halka, dönge; etraf, yörünge, çevre, muhit, camia, sınıf; ring, devir, dönem; sahneyi çevreleyen koltuklar dizisi; etki alanı
circle
{i} çevre

Tom'un geniş bir arkadaş çevresi var. - Tom has a wide circle of friends.

Yeni jet, dünyanın çevresini yirmi dört saatte dolaşıyor. - The new jet circles the globe in twenty-four hours.

circle
{f} dönmek
circle
{i} sınıf
circle
(fiil) çevrelemek, kuşatmak, etrafını dolaşmak, dönmek, çark etmek
circle
{i} devir
circle
daire çember
circle
{f} bir yerin
circle
çember içine almak
circle
{i} daire, çember, halka
circle
bu şekildeki herhangi bir cisim
circle
{f} kuşatmak
circle
etki sahası
English - English
circle
the line that bounds such a figure; a circumference; a ring
Favorites