Günde en az yedi saat uyumak zorundayız.
- We must sleep at least seven hours a day.
Onun bu görev için nitelikli olması en az iki yılını alacak.
- It will take her at least two years to be qualified for that post.
En ufak mutluluk bile bana çok görülüyor.
- I am grudged even the least bit of happiness.
Onun kitapla ilgili en küçük bir fikri yoktu.
- He didn't have the least idea of the book.
O en küçük ortak paydaya itiraz etmeye çalışıyor.
- He's trying to appeal to the least common denominator.
Bir açıklama daha olma ihtimalini göz önünde bulundurmak için zerre kadar istekli olmadığına inanamıyorum.
- I can't believe that you aren't at least willing to consider the possibility that there's another explanation.
Ben fizikle zerre kadar ilgilenmiyorum.
- I'm not in the least interested in physics.
Light does not need to know in advance which is the path of least time because it takes all paths from its source to its destination.
... at least that occurs. ...
... a bit least ten dollars and ten cents an hour because if you call ...