the lastborn of a family; a benjamin

listen to the pronunciation of the lastborn of a family; a benjamin
English - Turkish

Definition of the lastborn of a family; a benjamin in English Turkish dictionary

baby
bebek

Bebek ağlamayı kesti. - The baby ceased crying.

Sessiz ol, yoksa bebek uyanacak. - Be quiet, or the baby will wake up.

baby
yavru

Anne fil nehirde yavrusunu yıkadı. - The mother elephant bathes her baby in the river.

Hiç yavru güvercin gördün mü? - Have you ever seen a baby pigeon?

baby
her ihtiyacını karşılamak
baby
bala
baby
{i} piliç (kız)
baby
(fiil) şımartmak, bebek muamelesi yapmak
baby
{i} k.dili. sevgili
baby
(Tıp) Bebek, süt çocuğu
baby
{i} sorumluluk
baby
{s} bebeksi
baby
küçük çocu
baby
dili küçük nispeten küçük
baby
{f} şımartmak
baby
argo bir kimsenin ovunmesine sebep olan icat veya eser
baby
{s} küçük

Bu küçük bebek on dolarlık bir banknot yırttı. - This little baby tore up a 10 dollar bill.

Yaşlı bir adam, büyük oğlu, küçük kızı ve küçük bebeği ile eski kiliseye girdi. - An old man entered the old church with his elder son, his younger daughter and her little baby.

baby
bebeğe yakışan
baby
argo kız
baby
{f} (birine) aşırı bir özenle bakmak, her ihtiyacını karşılamak
English - English
baby