English - Turkish
Definition of the intervening time; as, in the meantime (or mean time) in English Turkish dictionary
- meanwhile
- bu arada
Bu arada, bizimle kalabilirsin.
-Meanwhile, you can stay with us.
Bu arada, Biz garip şeyler yapan uzaylıları tanımlıyoruz.
-Meanwhile, we depict aliens doing really weird stuff.
- meanwhile
- bu sırada
- meanwhile
- aynı anda
- meanwhile
- iken
- meanwhile
- ara
Bu arada, bir noktaya daha dikkatinizi çekmek istiyorum.
-Meanwhile, I want to draw your attention to a point.
Bu arada, Biz garip şeyler yapan uzaylıları tanımlıyoruz.
-Meanwhile, we depict aliens doing really weird stuff.
- meantime
- bu arada
Bu arada ne yapmak istersiniz?
-What would you like to do in the meantime?
Bu arada ne yapmalıyım?
-What should I do in the meantime?
- meantime
- zaman
- meantime
- bu esnada
- meantime
- süre
Bu süre zarfında eğer üşüyorsan sadece bir kazak giy.
-In the meantime you can just put on a sweater if you're cold.
- meantime
- iken
- meanwhile
- z. bu arada
Related Terms
the intervening time; as, in the meantime (or mean time)
Hyphenation
the in·ter·ven·ing time; as, in the mean·time (or mean time)Resimler
History
Favorites