Fizik hakkında çok fazla bilgim yok.
- I don't have much knowledge of physics.
Seyahat, insanları bilgili yapar.
- Traveling makes people knowledgeable.
Tek gerçek bilim, gerçeklerin bilgisidir.
- The only real science is the knowledge of facts.
Bilimsel bilgi 16.yüzyıldan beri büyük ölçüde ilerledi.
- Scientific knowledge has greatly advanced since the 16th century.
Mary annesinden habersiz kek yaptı.
- Mary made a cake without her mother's knowledge.
Onun bilgisi ve tecrübesi var.
- He has knowledge and experience.