English - Turkish
Definition of the incus in English Turkish dictionary
- anvil
- (Anatomi) örskemiği
- anvil
- (Avcılık) ateşleme destek pimi
- anvil
- örs kemiği
- incus
- örskemiği
- anvil
- (Mühendislik) örs
Üzengi örs ve iç kulak arasında, orta kulakta bir kemiktir.
-The stirrup is a bone in the middle ear, between the anvil and the inner ear.
Ayakkabı tamircisi yeni bir örs arıyor.
-The cobbler is looking for a new anvil.
- anvil
- (isim) örs
- anvil
- (Askeri) ÖRS: Bir kapsül içinde bulunan sert madeni kısım. Ateşleme iğnesinin kapsül üzerine çarpmasıyla infilak maddesi, örs üzerinde sıkışıp ateş alır
- incus
- ortakulaktaki örs kemikçiği
- incus
- (isim) örs kemiği
- incus
- örskemik
- incus
- {i} örs kemiği
- incus
- (Tıp) Örs (kemik)
Related Terms
English - English
Definition of the incus in English English dictionary
- anvil
- incus
- A small anvil-shaped bone in the middle ear
- incus
- an accessory cloud, in the shape of an anvil which forms by spreading at the top of a cumulonimbus. Also called a thunderhead
- incus
- the ossicle between the malleus and the stapes
- incus
- An anvil
- incus
- One of the small bones in the tympanum of the ear; the anvil bone
- incus
- {i} middle of the three bones of the ear (Anatomy)
- incus
- The central portion of the armature of the pharynx in the Rotifera
Related Terms
the incus
Hyphenation
the in·cusPronunciation
Resimler
History
Favorites