English - Turkish
Definition of the highest point on a share price or other graph over a defined period in English Turkish dictionary
- top
- {i} tepe
Şirketin tepesine gelmek için, onun sıkı çalıştığını herkes biliyor.
-Everyone knows that he worked hard to get to the top of the company.
O, tepeye ulaşamayacak kadar çok kısa.
-She's too short to reach the top.
- top
- {i} uç
- top
- {i} tepe nokta
- top
- (Bilgisayar) yukarı
- top
- (Bilgisayar) yukarıya
- top
- gölgede bırakmak
- top
- (Bilgisayar) üstten
- top
- kap
- top
- en üst kat
- top
- başına varmak (bir yerin)
- top
- yatırmak
- top
- üstünden geçmek
- top
- üstünü örtmek
- top
- üstünde bulunmak
- top
- doruk
- top
- en üstün yer
- top
- {s} en iyi
Tom en iyi bir özel okula gidiyor.
-Tom goes to a top private school.
Tom en iyi mühendislerimizden biri.
-Tom is one of our top engineers.
- top
- enen üst
- top
- en üstünzirve
- top
- en üstteki
Related Terms
English - English
Definition of the highest point on a share price or other graph over a defined period in English English dictionary
- top
the highest point on a share price or other graph over a defined period
Hyphenation
the highest point on a share price or oth·er graph over a de·fined pe·ri·odTurkish pronunciation
dhi hayıst poynt ôn ı şer prays ır ʌdhır gräf ōvır ı dîfaynd pîriıdPronunciation
/ᴛʜē ˈhīəst ˈpoint ˈôn ə ˈsʜer ˈprīs ər ˈəᴛʜər ˈgraf ˈōvər ə dəˈfīnd ˈpərēəd/ /ðiː ˈhaɪəst ˈpɔɪnt ˈɔːn ə ˈʃɛr ˈpraɪs ɜr ˈʌðɜr ˈɡræf ˈoʊvɜr ə dɪˈfaɪnd ˈpɪriːəd/
Resimler
Favorites